İŞVEREN MARKASI NEDEN BU KADAR ÖNEMLİ?
Bugün, en nitelikli ve başarılı kişileri çekmek veya onları şirkete getirmek için bir çekim noktası oluşturma açısından başarılı bir işveren markası yaratmak hayati önem taşır. Günümüzde işveren markası yönetimi sıklıkla şirketlerin kendi İK departmanlarına bırakılmaktadır. Bu durum, şirketin kurumsal marka değerini ortaya çıkaran itici güçlerden uzaklaşmasına yol açabilir. Peki, başarılı bir işveren markası oluşturmanın sırrı nedir?
Bugün, bir işveren markası oluşturmak son derece kilit bir önem kazanmaya başladı. Tüm bu soruların kapsamlı yanıtlarını içeriğimizde bulabilirsiniz.
İŞVEREN MARKASI NEDİR?
Bugün itibarıyla işveren markasıyla ilgili en ciddi sorun, işletmelerin kurumsal marka değerlerinden kopuk olmalarıdır. Yurt dışında işveren markasına odaklanan danışmanlık şirketlerinin sayısında önemli bir artış olduğunu söylemek mümkündür. Sadece ABD’de, işveren markası yönetimi konusunda hizmet veren yaklaşık 50 danışmanlık şirketi olduğunu söyleyebiliriz. Bu konuda bilinçli markalar, ilgili işin kendi becerilerini nasıl geliştireceğini çalışan adaylarına özellikle vurgular.
Müşteri veya iş faydasının yanı sıra çalışan faydasına da odaklanır. İşveren markası, yöneticilerin işte görmek istediği davranış veya kaliteyi net bir şekilde yansıtan bir çerçeve olarak temelde kabul edilir. İşveren markasını oluşturan noktalar ise bir bakıma kurumsal markanın temel unsurlarıyla örtüşür. İyi bir yetenek çerçevesi oluşturabilmek, işe alımda büyük bir geri dönüş sağlayacaktır.
İster onu aktif olarak takip edin ister kayıtsız kalın, işletmenizin mutlaka bir işveren markası vardır. Dolayısıyla herhangi bir marka, personel adaylarının ne tür beklentiler içinde olabileceğini, neler kazanıp deneyimleyebileceklerini ister farkında olsun ister olmasın zaten aktarır. Dijital çağ ile birlikte, nitelikli veya yetenekli çalışanları çekmek çok daha zor ve önemli hale gelmiştir.
İnsan Kaynakları departmanlarının yetenekli adayları çekmeye odaklanması gerekir. Geleneksel işe alım yöntemlerini yıkmak, bu noktada uygulanacak ilk adım olarak görülebilir. Kendine özgü, doğru ve en önemlisi inandırıcı bir stratejiye sahip markalar, gelecekteki yetenekli personel için bir çekim noktası haline gelir ve başarılı personeli elde tutmada avantaj kazanır.
Başarılı bir işveren markası oluşturmak için bugün, her şeyden önce ikna edici bir hikâyeye sahip olmak çok önemlidir. Örneğin, çalışanlarınıza veya potansiyel adaylara şirketinizde personelin oynaması için masa tenisi olduğunu söylemeniz pek etkili olmayacaktır. Çalışan motivasyonunu sadece mükemmel bir çalışma ortamı sunan bir şirketin var olduğu yerde harekete geçirmek için ortak bir amaç yaratılmalıdır. İş gücündeki imajınız temelde işveren markanızı belirler. İşveren markasıyla, belirlenen stratejiler ışığında şirket hem yeni iş arayanlara hem de aktif personele pazarlanır.
Pozitif bir işveren markası oluşturan şirketler, yetenekli insanları şirkete çekme konusunda önemli bir adım atarlar. Markanın değerleri ile kurumsal kültür veya genel strateji, bu imajın yapı taşlarını oluşturur. Şirketinizde çalışan bir personele bir iş arayanın “Orada çalışmak nasıl bir his?” diye sorması hâlinde, elbette “Çok ürettik ve birçok şirkete mal sattık.” gibi bir yanıt almayacaktır. Bu noktada, çalışanların asıl motivasyonu kendilerini nasıl geliştirdikleri ve orada nasıl hissettikleri olacaktır. Bu bakımdan, şirketlerin çalışan beklentilerini doğru analiz etmesi ve onlar için en ideal ortamı sağladığına ikna edici olması gerekir.
İŞVEREN MARKASININ ÖNEMİ
Bir şirketin başarısı bugün büyük ölçüde o şirketi oluşturan personelin temel becerilerine ve motivasyonuna bağlıdır. Bu nedenle, yüksek yetenekli adayları şirketlere çekmek adına gerçek bir rekabet söz konusu olabilir. İyi bir işveren marka imajı, özellikle adayın şirketi tercih etmesiyle değil, şirketin adayı tercih etmesiyle devreye giren kritik bir rol oynar. Bu, şirkette aktif personelin tutulması açısından da son derece önemlidir. İşveren markası üzerine yapılan çalışmalar, kârlılık düzeyi bakımından da değerlidir.
Çok başarılı bir işveren markası, çalışan dönüşüm oranlarını bile olumlu veya olumsuz yönde etkiler. Eğer doğru yönetilen bir işveren markası söz konusuysa, yeni bir işe başlamak isteyenlerin yaklaşık %75’i buraya başvurma isteği duyar. Bu, hem yetenekli personelin hem de markanın temel beklenti ve ihtiyaçlarının net bir biçimde anlaşılmasını gerektirir.
Şirketin stratejik hedefleri ile yetenekli bir kişinin kariyer beklentisi arasında belirli bir uyum ve denge olmalıdır. Yöneticilerin bu beklentileri doğru analiz etmesi, stratejiden önce belirleyici bir faktördür. İşveren markası oluşturma sürecinde şirketler öznel yaklaşımlardan uzaklaşıp nicel verilere güvenmelidir. Bununla birlikte, firmanın kendine özgü olduğunu gösteren ikna edici kanıtlar sunulmalıdır.
Tüm bu aşamalar, “kaliteli başvuru” sayısında önemli bir artış yaratacaktır. Günümüzde çalışanların %86’sı önceki işlerine veya pazarda olumsuz bir imaja sahip herhangi bir işletmeye başvuruda bulunmamaktadır. Çalışanlar için gelişen, ilham veren ve cazip bir şirket olduğunuzu göstermek adına çok çalışmalı ve yeni stratejiler oluşturmaya çok zaman ayırmalısınız.